selo
04ofeditoru
Bağımsız oyunların son zamanlarda ne kadar popüler olduğunu artık hepimiz farkediyoruz. Üstelik bunu fark edenler sadece biz oyuncular veya medya değil aynı zamanda büyük dağıtımcı şirketler. Daha Sony ve Microsoft’un yeni nesil konsol lansmanlarında bağımsız oyunlara ne kadar büyük destek verdiklerini yeni gördük.
Lakin her ne kadar Braid, Limbo gibi farklı bir konsept ve değişik bir görsel tad ile çıkmış olsa da son zamanlarda bağımsız oyunlar da bir statiğe bağladı gibi. Artık geliştirilen oyunların çoğunluğunda tek önemli nokta oynanış ve oyun konspeti. Artık grafikler nerdeyse hiç umursanmıyor ya da “Eski tarzı yaşatmaya çalışıyoruz” bahanesi arkasına yatılıyor. Bu bazı oyunlarda işe yararsa da maalesef her oyunda bir kurtarıcı olmuyor.
Her maceranın basit bir başlangıcı vardır
Bugün sizlere beta incelemesini yapacağımız oyun Dungeon Dasher. DD temelinde bir Dungeon Crawl oyunu. Realm of Sanctuary adlı bir diyarda Passage of Rubicon adında kimsenin girmeye cesaret edemediği bir mağra bulunuyor. Bazı kahramanlar zamanında gaza gelerek içeride şanslarını denese de içlerinden geri dönen olmamıştır.
İşte böyle bir hikayede 4 farklı karakter bizlere sunulur. Realm of Sanctuary’nin kralının danışmanı olan Sir Jacop peşinden koştuğu bir büyücünün arıdından kendisini Rubicon’da bulur. O sırada tecrübesiz bir Rouge olan Ryder’da bir anda kendisini Rubicon’da bulur. Bir diğer karkaterimiz ise elf olan January okçulukta uzmanlaşmış bir kızımızdır. Son olarak ise zaman zaman o klasik büyücü tavırlarını bizlere sunan Ardon karakteri mevcut.
Bu dört karakter klasik bir FRP oyununda olması gereken 5 karakterden 4’ünü oluşturuyor. Bir savaşçı, bir hırsız, bir büyücü ve bir menzilli savaşçı. Yanlarına bir de rahip gelse ve sağlık büyüleri ile grubu toparlasa tam bir klasik FRP grubu olacak.
Dört kafadarlar
Oyuna her bir karakter ile tek tek başlıyoruz. Önce Ryder, sonra Jacop, ardından January ve son olarak Ardon ile önce tek başımıza oynayıp ardından karakterlerimizi birer ikişer birleştiriyoruz.
Dungeon Dahser tam anlamıyla bir 80’ler oyunu. Hikaye sade ve klasik. Oyunda animasyon namına pek fazla bir şey yok ve grafikler ise pikseller halinde çıkıyor karşımıza. Yazının başında da dediğim gibi artık bağımsız oyunlar hiçbir şekilde grafiğe önem vermeye yeltenmiyorlar daha çok oynanış ve konsept üzerine çalışıyorlar. İşte Dungeon Dahser da bu bağlamda yola çıkmış.
Oyun temelde gerçek zamanlı ilerlese de savaşlarda insiyatif bazlı sıra tabanlı bir yapıda. İnsiyatif mekaniği grubunuz ve düşman grubu arasında karakterlerin saldırma sırasını belirliyor. Her karakterin bir AP (action poin) sınırı mevcut. Daha önceki benzer RPG’lerde (özellikle Fallout serisi) bu mekaniği biliyoruz zaten ancak Dungeon Dasher’da bu mekanik sadece yürümeniz ve saldırmanız için kullanıyor nitekim kullanacak farklı bir seçeneğiniz yok. Sadece her karakterin ilerledikçe açılan yetenekleri mevcut. Bunlar güçlendikçe daha çok AP yiyen özellikler olarak karşımıza çıkıyor.
Oyunda combatlar uzunca bir süre oldukça kolay gidiyor açıkçası. Ben 11. Bölüme kadar çok zorlandığımı hatırlamıyorum. Sadece bir bölümde rouge karakterim öldü ancak bütün ekip ölmediği için grup geri akaln yaratıkları öldürünce her şey eski haline döndü.
Lakin her ne kadar Braid, Limbo gibi farklı bir konsept ve değişik bir görsel tad ile çıkmış olsa da son zamanlarda bağımsız oyunlar da bir statiğe bağladı gibi. Artık geliştirilen oyunların çoğunluğunda tek önemli nokta oynanış ve oyun konspeti. Artık grafikler nerdeyse hiç umursanmıyor ya da “Eski tarzı yaşatmaya çalışıyoruz” bahanesi arkasına yatılıyor. Bu bazı oyunlarda işe yararsa da maalesef her oyunda bir kurtarıcı olmuyor.
Her maceranın basit bir başlangıcı vardır
Bugün sizlere beta incelemesini yapacağımız oyun Dungeon Dasher. DD temelinde bir Dungeon Crawl oyunu. Realm of Sanctuary adlı bir diyarda Passage of Rubicon adında kimsenin girmeye cesaret edemediği bir mağra bulunuyor. Bazı kahramanlar zamanında gaza gelerek içeride şanslarını denese de içlerinden geri dönen olmamıştır.
İşte böyle bir hikayede 4 farklı karakter bizlere sunulur. Realm of Sanctuary’nin kralının danışmanı olan Sir Jacop peşinden koştuğu bir büyücünün arıdından kendisini Rubicon’da bulur. O sırada tecrübesiz bir Rouge olan Ryder’da bir anda kendisini Rubicon’da bulur. Bir diğer karkaterimiz ise elf olan January okçulukta uzmanlaşmış bir kızımızdır. Son olarak ise zaman zaman o klasik büyücü tavırlarını bizlere sunan Ardon karakteri mevcut.
Bu dört karakter klasik bir FRP oyununda olması gereken 5 karakterden 4’ünü oluşturuyor. Bir savaşçı, bir hırsız, bir büyücü ve bir menzilli savaşçı. Yanlarına bir de rahip gelse ve sağlık büyüleri ile grubu toparlasa tam bir klasik FRP grubu olacak.
Dört kafadarlar
Oyuna her bir karakter ile tek tek başlıyoruz. Önce Ryder, sonra Jacop, ardından January ve son olarak Ardon ile önce tek başımıza oynayıp ardından karakterlerimizi birer ikişer birleştiriyoruz.
Dungeon Dahser tam anlamıyla bir 80’ler oyunu. Hikaye sade ve klasik. Oyunda animasyon namına pek fazla bir şey yok ve grafikler ise pikseller halinde çıkıyor karşımıza. Yazının başında da dediğim gibi artık bağımsız oyunlar hiçbir şekilde grafiğe önem vermeye yeltenmiyorlar daha çok oynanış ve konsept üzerine çalışıyorlar. İşte Dungeon Dahser da bu bağlamda yola çıkmış.
Oyun temelde gerçek zamanlı ilerlese de savaşlarda insiyatif bazlı sıra tabanlı bir yapıda. İnsiyatif mekaniği grubunuz ve düşman grubu arasında karakterlerin saldırma sırasını belirliyor. Her karakterin bir AP (action poin) sınırı mevcut. Daha önceki benzer RPG’lerde (özellikle Fallout serisi) bu mekaniği biliyoruz zaten ancak Dungeon Dasher’da bu mekanik sadece yürümeniz ve saldırmanız için kullanıyor nitekim kullanacak farklı bir seçeneğiniz yok. Sadece her karakterin ilerledikçe açılan yetenekleri mevcut. Bunlar güçlendikçe daha çok AP yiyen özellikler olarak karşımıza çıkıyor.
Oyunda combatlar uzunca bir süre oldukça kolay gidiyor açıkçası. Ben 11. Bölüme kadar çok zorlandığımı hatırlamıyorum. Sadece bir bölümde rouge karakterim öldü ancak bütün ekip ölmediği için grup geri akaln yaratıkları öldürünce her şey eski haline döndü.
Oyunda şu anda savaşlar da taktiksel bir gereklilik göremedim. İsteyen yapabilir ancak 11 bölüm boyunca dan-dun girmek de çok fazla bir zarar vermiyor. Oyunda Tab tuşuna basılı tutarak haritayı inceleyebiliyorsunuz. Bir fog of war sistemi mevcut değil. Lakin yine de oyuna bir mini harita lazım çünkü zoom in ya da out yapma imkanınız olmuyor.
Bunu yanında etraftaki sandıkları kırarak bulduğunuz altınlar ile elde ettiğiniz eşyaları da başka harcayacağınız bir yer olmadığı için rahatlıkla elde edebiliyorsunuz. Sadece zamanın gelmesini beklemelisiniz.
Umut vaadedici mi yoksa baştan kaybeden mi?
Dungeon Dasher tek başınıza oynadığınızda aslında çok da ilgi çekmeyen, sıradan bir yapım olarak çıkıyor karşımıza ancak oyun şu anda beta aşamasında ve en önemli özelliği olan co-op modu hala yapım aşamasında dolayısı ile henüz bu modu deneme şansım olmadı. 4 kişiye kadar çıkan co-op modunda ana senaryoyu arkadaşlarınız ile birlikte oynamak tek kişilik oyundan daha zevkli olacaktır kesin ancak yine de basit anlamda gelişen bu oyunu ne kadar kurtarır onu bilmiyorum.
Çizgisel bir hikaye ve bölüm bölüm oluşan seviyelerin bulunduğu Dungeon Dasher’da bittiğinde hedeflenen noktada ise 5 farklı çevreye yayılmış olan 40 bölüm, 30’un üzerinde oyuncu yeteneği ve 20’nin üzerinde farklı düşman ile epik boss savaşları olacak. Bunu yanında bölüm tasarımları da düşünülen özellikler arasında. Öte yandan tekrar oynanabilirliği arttırmak amacı ile oyuna bir Harcode modu da gelerek daha zorlu mücadelelere yer verilecek. Şu anda ise yeni bölümler tasarlayıp geliştirme aşamasında olan ekip aynı zamanda online multiplayer için de çalışmalarına başlamış durumda.
Oyunu satın alıp denemek isteyenler ise şimdilik 30 yetenekten sadece 11’ine ve 20’den fazla düşmandan 15’ine ulaşabilecekler. Bunu yanında oyunun şu an ki aşamasında bir Dragon boss savaşı da mevcut.
Jigxor adlı firmanın geliştirdiği oyun 18 aylık süreçte bu noktaya gelmiş durumda. Dungeon Dasher şu an için ön satış aşamasında bulunuyor. Kendi sitesinden elde edebilecğeiniz oyunun tekli paketi 9.99 dolardan satılırken bu paket içerisinde anında betaya giriş hakkınız, oyun çıktığında verilecek olan tam sürüm, ücretsiz güncellemeler ve tamamlandığında online oynama hakkı veriyor. Öte yandan bir adet de Steam key’i ekstradan sizlere gönderiyor ki bu şekilde bir arkadaşınıza da oyunu hediye ederek multiplayer modunu birlikte oynayabilin.
Şu an için tek kişilik modun oynanışı oldukça basit basit ve tek düze olsa da Dungeon Dasher aslında belli noktada umut vaadeden bir oyun. Özellikle Amiga, Commodore zamanındaki RPG oyunlarına hasret kalan kişiler için kesinlikle çıktığında denenmesi gerkeen bir oyun olacak gibi. Bakalım tam sürümü çıktığında, özellikle multiplayer modunda neler göreceğiz? Onu da tam sürüm incelememizde anlatırız artık.
Bunu yanında etraftaki sandıkları kırarak bulduğunuz altınlar ile elde ettiğiniz eşyaları da başka harcayacağınız bir yer olmadığı için rahatlıkla elde edebiliyorsunuz. Sadece zamanın gelmesini beklemelisiniz.
Umut vaadedici mi yoksa baştan kaybeden mi?
Dungeon Dasher tek başınıza oynadığınızda aslında çok da ilgi çekmeyen, sıradan bir yapım olarak çıkıyor karşımıza ancak oyun şu anda beta aşamasında ve en önemli özelliği olan co-op modu hala yapım aşamasında dolayısı ile henüz bu modu deneme şansım olmadı. 4 kişiye kadar çıkan co-op modunda ana senaryoyu arkadaşlarınız ile birlikte oynamak tek kişilik oyundan daha zevkli olacaktır kesin ancak yine de basit anlamda gelişen bu oyunu ne kadar kurtarır onu bilmiyorum.
Çizgisel bir hikaye ve bölüm bölüm oluşan seviyelerin bulunduğu Dungeon Dasher’da bittiğinde hedeflenen noktada ise 5 farklı çevreye yayılmış olan 40 bölüm, 30’un üzerinde oyuncu yeteneği ve 20’nin üzerinde farklı düşman ile epik boss savaşları olacak. Bunu yanında bölüm tasarımları da düşünülen özellikler arasında. Öte yandan tekrar oynanabilirliği arttırmak amacı ile oyuna bir Harcode modu da gelerek daha zorlu mücadelelere yer verilecek. Şu anda ise yeni bölümler tasarlayıp geliştirme aşamasında olan ekip aynı zamanda online multiplayer için de çalışmalarına başlamış durumda.
Oyunu satın alıp denemek isteyenler ise şimdilik 30 yetenekten sadece 11’ine ve 20’den fazla düşmandan 15’ine ulaşabilecekler. Bunu yanında oyunun şu an ki aşamasında bir Dragon boss savaşı da mevcut.
Jigxor adlı firmanın geliştirdiği oyun 18 aylık süreçte bu noktaya gelmiş durumda. Dungeon Dasher şu an için ön satış aşamasında bulunuyor. Kendi sitesinden elde edebilecğeiniz oyunun tekli paketi 9.99 dolardan satılırken bu paket içerisinde anında betaya giriş hakkınız, oyun çıktığında verilecek olan tam sürüm, ücretsiz güncellemeler ve tamamlandığında online oynama hakkı veriyor. Öte yandan bir adet de Steam key’i ekstradan sizlere gönderiyor ki bu şekilde bir arkadaşınıza da oyunu hediye ederek multiplayer modunu birlikte oynayabilin.
Şu an için tek kişilik modun oynanışı oldukça basit basit ve tek düze olsa da Dungeon Dasher aslında belli noktada umut vaadeden bir oyun. Özellikle Amiga, Commodore zamanındaki RPG oyunlarına hasret kalan kişiler için kesinlikle çıktığında denenmesi gerkeen bir oyun olacak gibi. Bakalım tam sürümü çıktığında, özellikle multiplayer modunda neler göreceğiz? Onu da tam sürüm incelememizde anlatırız artık.