hoPPaLApaSam
06ofkalfasi
Ben kendini Atreia’nın alt kısmında , Elysea adını verdiğimiz yeni dünyamızda , bulan Elyos halkından biriyim. Gözlerimiz ilk başta yakınımızdaki yıldızın , bölünmeden önce kulenin yaydığı ışığa kıyasla çok daha güçlü olan , ışından yanıyordu. Çok geçmeden uyum sağladık ve yeni dünyamızda kutlamalar düzenledik. İnsanlarımız gökyüzüne baktıklarında , mabedimizin yakınında umutsuzca dönen, üst Atreia’nın karanlığa çekilmiş kalıntılarını görebiliyorlardı.
Yeni yıldızımızın ışığı harikuladeydi , kurak tarlalarımızı kazançlı otlaklara dönüştürdüğü gibi bizi de çok güzel canlılar haline getirdi. Derimiz yaşam gücümüzle parlıyordu , kalbimiz güçle ve gururla atıyordu ve ayaklarımız da değişmişti. Aion , hemen anlamıştık ki, bunun olmasını istiyordu. Biz Elyolardık – Aion’un seçilmiş olanları – ve tanrımız bizi Cennet ile ödüllendirmişti! Bu Balaurların bile ulaşamayacağı bir dünyaydı , Ariel’den , asil Daevalar kendilerini büyük felaket sırasında feda etmeden önce , Siel ve Israphep tarafından bilinmeyen bir boşluğa hapsedildiklerini öğrendik.
Siel ve Israphel tarafından gönderilen 5 Empyrean Lordu bizi kanatları altına aldılar ve adlarını Seraphim Lordları olarak değiştirdiler. Seraphim Lordlarımız bize atalarımızın çabalarından ve diğer 5 Empyrean Lordunun Balaurları nasıl hakaret ve kışkırtmayla savaşa yönelttiklerinden bahsettiler. Bir zamanlar istikrarlı ve barış dolu dünyamız ikiye bölünmüştü ve bize bunun sebebinin 4 Empyrean Lord u ve lanet olası liderleri Asphel olduğu söylenmişti.
Hayatlarımızı rayına sokmaya başlamıştık ve yeni bir şehir inşa ettik. Dünyamıza ve Lordlarımıza uygun bu göz alıcı yapının adını Sanctum (mabet) koyduk. Yeni yuvamızı korumaya ant içtik ve en güçlü Daevalar Seraphim Lordları tarafından onu korumak için görevlendirildiler.
Atreia’da 750 yıl bu şekilde geçti. Barış içindeydik ve elimizden geleni yaptık. Ancak her şey değişmek üzereydi çünkü gezegenimiz kendini iyileştirmeye başlamıştı.
Yeni yıldızımızın ışığı harikuladeydi , kurak tarlalarımızı kazançlı otlaklara dönüştürdüğü gibi bizi de çok güzel canlılar haline getirdi. Derimiz yaşam gücümüzle parlıyordu , kalbimiz güçle ve gururla atıyordu ve ayaklarımız da değişmişti. Aion , hemen anlamıştık ki, bunun olmasını istiyordu. Biz Elyolardık – Aion’un seçilmiş olanları – ve tanrımız bizi Cennet ile ödüllendirmişti! Bu Balaurların bile ulaşamayacağı bir dünyaydı , Ariel’den , asil Daevalar kendilerini büyük felaket sırasında feda etmeden önce , Siel ve Israphep tarafından bilinmeyen bir boşluğa hapsedildiklerini öğrendik.
Siel ve Israphel tarafından gönderilen 5 Empyrean Lordu bizi kanatları altına aldılar ve adlarını Seraphim Lordları olarak değiştirdiler. Seraphim Lordlarımız bize atalarımızın çabalarından ve diğer 5 Empyrean Lordunun Balaurları nasıl hakaret ve kışkırtmayla savaşa yönelttiklerinden bahsettiler. Bir zamanlar istikrarlı ve barış dolu dünyamız ikiye bölünmüştü ve bize bunun sebebinin 4 Empyrean Lord u ve lanet olası liderleri Asphel olduğu söylenmişti.
Hayatlarımızı rayına sokmaya başlamıştık ve yeni bir şehir inşa ettik. Dünyamıza ve Lordlarımıza uygun bu göz alıcı yapının adını Sanctum (mabet) koyduk. Yeni yuvamızı korumaya ant içtik ve en güçlü Daevalar Seraphim Lordları tarafından onu korumak için görevlendirildiler.
Atreia’da 750 yıl bu şekilde geçti. Barış içindeydik ve elimizden geleni yaptık. Ancak her şey değişmek üzereydi çünkü gezegenimiz kendini iyileştirmeye başlamıştı.