hoPPaLApaSam
06ofkalfasi
Bir gün garip bir şey oldu. Yüce kulenin parçaları yumuşak toprağımıza saplanıp ışık saçmaya başladılar , sonra da topraktan sıyrılıp havalandılar. Asphel Archonları , Daevalarımızın en güçlülerini , ve benim de dahil olduğum bir bölüğü araştırma için gönderdi.
Hemen yola çıktık , bir bizi Asmodae ve Atreia’nın alt kısmı arasında bir dünyaya götüren bir çeşit geçit bulduk. Bu dünyada kaya parçaları havada süzülüyordu ve güçlerim içni ihtiyac duyduğum Aether’den bol miktarda vardı. Güçlerime tekrar sahip olmanın rahatlığını hissettim. Pandaemonium’a dönüp gördüklerimi Seraphim Lordlarına gördüklerimi anlattım. Asphel hemen diğer Archonların geçidi korumasını emretti. Sebebini sorduğumda yanıtlamadı sadece gökyüzüne , Atreia’nın alt kısmına doğru , baktı.
İki gün sonra , geçidin ötesine ikinci bir araştırma gezisi planlarken , Morheim’deki muhafızlardan haber gelmediğini fark ettik. Zikel , Shedim Lordlarından biri ve Yok oluş Tanrımız , kalan Archonları –ben de dahil- yanına alıp araştırmaya gitti.
Çok sürmeden Atreia’nın alt kısmından olduklarını iddia eden bir grup adamla karşılaştık. Hazır , silahları çekilmiş bir şekilde duruyorlardı. Bu canlılar meleklere benziyorlardı ve çok konuşmadan hemen bizi suçladılar. Düşünsenize – bir hatadan , onların yaptığı bir hatadan , suçlanmak! Son hızda süren bir savaşın ortasında yumuşak kalplilik edip Ejder Lordlarını kulemizde ağırlayan biz değildik – onlardı!
Zikel'in öfkesi görünenden de fazlaydı , o “Elyo”ları yere serdi ve Balaurlar ile barış yapmayı isteyecek kadar zayıf olan Nezakan’a lanet okumalarını söyledi. Zaman hangi tarafın haksız olduğunu göstermişti. Bu Elyolar Lordlarının hatasının farkına varıp , aptallıklarından dolayı kınayacaklar mıydı?
Liderleri , Deltras adında bir adam , karşı çıktı. Elyoların laneti olduğunu bildiğimiz gururuyla , tüm bağnazlığıyla kendi Lordlarına değil de Zikel’e lanet okudu. Kılıçlar çekildi ve saldırdık. Onları katlettik , yinede , bazıları kaçtı ; çoğu şehrimize doğru kaçıp biz onların işlerini bitirene kadar sinirlerini kadınlarımızdan ve çocuklarımızdan çıkardı. İkisi kendi evlerine kaçtı yaralıydılar ama yenilmemişlerdi , en azından henüz…
Hemen yola çıktık , bir bizi Asmodae ve Atreia’nın alt kısmı arasında bir dünyaya götüren bir çeşit geçit bulduk. Bu dünyada kaya parçaları havada süzülüyordu ve güçlerim içni ihtiyac duyduğum Aether’den bol miktarda vardı. Güçlerime tekrar sahip olmanın rahatlığını hissettim. Pandaemonium’a dönüp gördüklerimi Seraphim Lordlarına gördüklerimi anlattım. Asphel hemen diğer Archonların geçidi korumasını emretti. Sebebini sorduğumda yanıtlamadı sadece gökyüzüne , Atreia’nın alt kısmına doğru , baktı.
İki gün sonra , geçidin ötesine ikinci bir araştırma gezisi planlarken , Morheim’deki muhafızlardan haber gelmediğini fark ettik. Zikel , Shedim Lordlarından biri ve Yok oluş Tanrımız , kalan Archonları –ben de dahil- yanına alıp araştırmaya gitti.
Çok sürmeden Atreia’nın alt kısmından olduklarını iddia eden bir grup adamla karşılaştık. Hazır , silahları çekilmiş bir şekilde duruyorlardı. Bu canlılar meleklere benziyorlardı ve çok konuşmadan hemen bizi suçladılar. Düşünsenize – bir hatadan , onların yaptığı bir hatadan , suçlanmak! Son hızda süren bir savaşın ortasında yumuşak kalplilik edip Ejder Lordlarını kulemizde ağırlayan biz değildik – onlardı!
Zikel'in öfkesi görünenden de fazlaydı , o “Elyo”ları yere serdi ve Balaurlar ile barış yapmayı isteyecek kadar zayıf olan Nezakan’a lanet okumalarını söyledi. Zaman hangi tarafın haksız olduğunu göstermişti. Bu Elyolar Lordlarının hatasının farkına varıp , aptallıklarından dolayı kınayacaklar mıydı?
Liderleri , Deltras adında bir adam , karşı çıktı. Elyoların laneti olduğunu bildiğimiz gururuyla , tüm bağnazlığıyla kendi Lordlarına değil de Zikel’e lanet okudu. Kılıçlar çekildi ve saldırdık. Onları katlettik , yinede , bazıları kaçtı ; çoğu şehrimize doğru kaçıp biz onların işlerini bitirene kadar sinirlerini kadınlarımızdan ve çocuklarımızdan çıkardı. İkisi kendi evlerine kaçtı yaralıydılar ama yenilmemişlerdi , en azından henüz…