Foruma hoş geldin, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

OynFrm Reklam Alani OynFrm Reklam Alani
OynFrm Reklam Alani OynFrm Reklam Alani

AŞKIN YÜZÜ | 1. Bölüm

Çevrimdışı

makochi

03ofkosucusu
Katılım
9 Haz 2014
Mesajlar
50
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Şube
Mersin
1. Bölüm
Yıl 2009 Buse
Güne hiç bu kadar güzel uyanabileceğimi tahmin edemiyordum. Sanki hayat benim için yeni başlıyordu. Sabah güneşin ışıltısını, kuşların cıvıltılarını, aşağıdan gelen annemin şarkı mırıldanmalarını sanki yeni duyuyordum. Biliyordum suratımdaki kocaman gülümseme olduğunu, aşağı inince de olacağını. Herkesin sorularına maruz kalacağımı ama silemiyordum bir türlü. Aynanın karşısına geçince kendime baktım ve şaşırdım. Sanki bu ben değildim. Yeni bir uykudan uyanmış gibiydim. Gerçi yeni uyanmıştım ama bu başka uyanıştı. Gözlerime bakınca onların ilk defa bu kadar parladığını görmüştüm. İlk defa bu kadar temiz, içten ve parlaktılar. Nedenini hatırlayınca daha bir parladılar. İşte o zaman onun adının beynimde, kalbimde hatta her bir hücremde olduğunu biliyordum. Adını sesli söyleyemiyordum. Söylersem gidecek her şey bitecekmiş gibi, ama kalbim benim yerime adını bağırarak söylüyordu Yağız diye...
Yıl 2013 Buse
Sabah sabah nereden hatırladım ki bu anıyı yine? Neden yine onunla uyandım ki? Bitmemişti biliyorum ama bu 1-2 seneden beri başka olmak zorundaydı. Yeni bir hayatım vardı artık. Yeni bir sevgilim vardı ve ben artık ona ihanet etmek istemiyordum. Onun yüzünden canım çok yanmıştı, çok acı çekmiştim ama Selim sayesinde biraz toplamıştım kendimi. Benim yaşadığım aşkın azını bilse de onu seni seviyorum demesem de, o beni yine de hep sevdi. Her şeyde yanımda oldu ben ise hep Selim ile birlikteyken bile Yağız'ı düşünüyordum. Pişman mıydım bazen evet bazen hayır... Ben Yağız'dan sonra kimseye söz vermedim, ama devam etmem gerektiğini biliyordum. Ve Selim karşıma çıktı. Şimdi yanı başımda uyurken onun yerine Yağız olsun isterdim. Ama istediklerimiz bazen ne yazık ki olmuyor. Daha fazla kafamı Yağız ile doldurmadan odadan çıktım, ve kahve almaya mutfağa gittim. Şansa bak dışarıda yağmur yağıyordu kahvemi alıp cam kenarındaki koltuğa oturdum ve geçmişe bir kez daha daldım.
Yıl 2009 Ekim
Kahvaltımı yaptıktan sonra okula gitmek için hazırlandım. Hemen aynada son bir rötuş yapıp kendime baktım. Aslında kendime göre güzel bir kız değildim. Ama arkadaşlarım çok güzel olduğumu söylerler. 1.70 boyunda kahverengi gözlü, siyah belime kadar uzanan düz saçlarım var. Bazı insanların istediği gibi zayıf ince belli biriyim. Bana göre diğer insanlar gibiyim ama çevremdekiler işte abartırlar. Bir sürü çocukların dikkatini çekiyormuşum bence öyle değil ama neyse... Evet, teklif çok aldım ama ben tek bir insanı istedim ve istiyorum. Bizim okulun yakışıklısı Yağız. Oda 1.75 ya da 1.80 boylarında daha lise de olmamıza rağmen atletik yapılı, kaslı, uzun ince bir fiziği var. Gözleri ise insanın içine işliyor resmen kapkara kömür karası siyah gözler, siyah saçlar. Bütün kızlar peşinde benim gibi... Ama o lisenin en popüler kızı ile çıkıyor. Onu ilk gördüğüm anı hiç unutamıyorum ki... Eşofmanları ile sahaya girip basketbol oynaması ağız sulandırıcıydı doğrusu, ama sonra o kızın yanına gelip onu öpmesi içimde tarif edilemez bir kıskançlık yarattı. Evet, sevgilim değil ama o zaman sanki hissetmiştim aramızdaki bağı, aramızdaki o büyü aşkı... Arkadaşım kolumdan tutup çekmese asla onu izlemekten bıkmazdım, ama ders zili işte tam da zamanında çalmıştı. Biraz sonra çalsaydı ne olacaktı ki? Ama olmadı. Sınıflarımıza giderken içimde bir boşluk oldu, oysaki onu ilk defa görüyordum ama içimdekileri de engelleyemiyordum. İlk görüşte aşka inanır mısınız? Hayır mı? Evet mi? Ben inanıyorum; çünkü ona ilk görüşte aşık olmuştum. O kızın yerinde olmak için her şeyi yapardım hem de her şeyi... Sırama oturup ders başlayınca, ve bitinceye kadar bütün okul günü hep onu düşündüm. Her yerde aradım ama bulamadım. Daha sonrada öğrendiğime göre eve gitmiş küçük kardeşi hasta olmuş ailesinedüşkünmüş. Onu göremediğim için üzülsem de ailesine düşkün olması beni sevindirdi. İnce bir ruhu, sahiplenici bir tavrı olduğunu vurguluyordu bana göre. Son ders zilinin ardından eve gitmek için çantamı hazırladım ve durağa kadar yürüdüm. Otobüs gelince hemen bindim ve bizim durakta indim. İndikten sonra bir şeyi fark ettim. O muydu? Galiba evet oydu ve yanındaki de kız arkadaşıydı ve kavga ediyorlardı işte o anda bir şey oldu ve biz bir an göz göze geldik. Ama asıl yanında ki kız beni şaşırtmıştı.
Yıl 2013 Buse
Yanağıma değen elle kendime geldim. Selim uyanmış daldığım geçmişten beni yine çıkarmıştı. Ona dönerek "Günaydın hayatım" dedim. Oda bana "Günaydın gün ışığım, prensesim" dedi. Ne güzel sözlerdi bunlar ama ben bu sözleri hak etmiyordum. Kendime gelerek ona gülümsedim ve oturduğum koltuktan kahvaltı hazırlamak üzere kalktım.Kahvaltımızı yerken yine beni güldürdü kahkahaya boğdu. Bazen benim için gönderilmiş iyilik perisi olarak görüyorum Selim'i. Aslında ben onu hak etmiyordum fiziksel olarak olmasa da, zihnimde ona ihanet ediyordum. Selim de fena değildi. 1.80 boylarında sarışın mavi gözlü, fazla atletik yapısı olmasa da hafif kaslı birisi. Çevresinde sevilen birisidir. Eğlenceli, esprili ve romantik...Kahvaltı bittikten sonra okula gitmek için hazırlandık ve çıktık. El ele yağmurun altında yürümek iyi gelmişti, ve orada dükkânda bir şey almak için döndü. Geldiğinde elinde küçük bir ayıcık vardı. Gülerek bana "Al aşkım senin gibi sevimli gördün mü?" dedi. Elimde olmadan alınganlık yapıp "Demek beni ayı gibi görüyorsun öyle mi canım?" dedim. Oda yaptığı hatayı anlayınca dönüp "Özür dilerim hayatım ya öyle demek istemedim, ne kadar sevimli olduğunu vurgulamak için demiştim" dedi. Selim'e dönüp gülerek "Biliyorum aşkım sadece şaka yaptım ama evet ondan daha sevimliyim" dedim. Gülerek ve şakalaşarak okula gitmeye devam ettik. Ama bugün daha tuhaftı. İçimde bir sıkıntı vardı. Sanki yağmur benim için ağlıyordu. Sanki hava benim için güneşi kapamıştı. İçeri girince bizim grubu görüp yanlarına gittik. Damlayı görünce Selim bir ıslık çalarak "Vaayy Damla Hanım bu ne güzellik " deyince Damla "Özel bir misafir var "dedi. Soran gözlerle baktım ama cevap vermedi bana. Bende üzerinde durmamak için elimden geleni yaptım. Neden bana söylemedi acaba deyip durdum. Hâlbuki hiçbir şekilde gizli sırrımız yoktu. İşte bunlar olurken ağır çekimden birisi geliyordu. Damlaya ne güzelde bakıyordu. Damlayı ne güzel süzüyordu. Damlada aynı şekilde bakıyordu. İçimin bir tuhaf olduğunu, bütün hücrelerimin bir bir yerinden söküldüğünü, kalbimin bir daha asla toplanmayacağını, dudaklarımın gülmeyeceğini, içimin eskisi gibi ısınmayacağını, anılarımın ve arkadaşlığımın kirlendiği biliyordum. Bana bakan o gözler başka birine bakıyordu. Benden daha fazla aşk mı vardı gözlerinde? Anlayamadım... Yanımıza gelirken Selim'in elini biraz daha fazla sıkı tuttum. Selim sanki benim hayat kaynağım, içtiğim su, yediğim yemekmiş gibi onu bırakmamak üzere tuttum. Birden gözlerimiz buluştu ve o gözler bana bakarken karardı. Hiçbir şey yoktu. Ben yoktum... Öncesi yoktu... Tek var olan Damla idi. O an anladım artık başkasının olduğunu, her şeyin bittiğini ve benim yaşarken ölüşüm başlamıştı...
Damla Yağız'ı herkesle tanıştırırken onları donuk gözlerle izliyordum. Olanları yeni kavrıyordum. Şoktaydım... İnanmak istemiyordum. Sıra bana gelince kalbimin gümbürdeyen sesini susturmaya çalışarak uzattığı eli tuttum. Dönerek " Memnun oldum ben de Buse" dedim. Onun elini hissetmek o kadar güzeldi ki; ama aniden elini yakıyormuşçasına elimden çekti."Bende memnun oldum bende Yağız" dedi. Beni tanımamazlıktan gelmiş, içim ne kadar da yanmıştı. Ama elini çekmesi daha da acıttı. O an içimde bir boşluk oldu hiç bırakmasın elimi istedim. O anda zaman donsun istedim. Ama olmadı.İşte o an Selim'e döndü ve tanıştılar. Selim den daha da uzundu sanki. Aynı yakışıklı yüz, aynı çehre hiç değişmemişti. Acaba beni nasıl buluyor hala derken Selim'in Buse'nin sevgilisiyim demesi ile Yağız'a baktım. Özellikle gözlerine baktım. Gördüğüm tek şey simsiyah bir parlaklık. Anlamıştım artık onun için bir şey ifade etmediğimi. Galiba önceden de bir şey ifade etmiyordum. Etsem böyle olur muydu? Olmazdı... Olanlara daha fazla katlanamıycaktım. Damlaya mutluluklar diledikten sonra aniden oradan gittim. Selim şaşırmıştı, hatta herkes biliyorum. Ama şuan yalnız kalmam gerekiyordu. Sadece ben ve eskiden aşık olduğum Yağız.
Koşarak geldiğim deniz kenarında durakladım. Ağlamıştım ama yeni fark ettim. Yüzüme yağmur vuruyor sanmıştım oysaki. Bir banka geçip oturdum. Islak olmasını umursamıyordum. Hiçbir şey umursamıyordum. Ben ağladıkça yağmur daha fazla vuruyordu yerlere kendini. Yağmurda üzüntümü anlamıştı. Benim için daha fazla ağlayarak yağıyordu. Damla Yağız'ın sıcak ellerini tutarken ben burada yağmurun ıslaklığına sığınıyordum. Telefonum çalıyordu. Selim arıyordu biliyorum. Açmak içimden gelmiyordu. Ona acı çektiriyordum biliyorum, yüzüne ne diyeceğimi bilmiyordum. Ama şuan yalnızlık benim arkadaşım olsun istiyordum. Telefonu elime alıp tamamen kapattım. Ve yağan yağmura karşılık yağan yalnızlığımı düşündüm...
Yıl 2013 Yağız
Dönmüştüm işte bu şehire... Döndüm ama bu şehir bana yitirdiklerimi hatırlatıyordu. Onu hatırlatıyordu. Acımı, aşkımı hatırlatıyordu. Ama en önemlisi benim olduğu zamanı hatırlatıyordu… Acaba şuan kiminle ne yapıyordu? Ah biliyorum, o tanıştığım Selim ile herhalde aşklarını tazeliyorlardır…
Yıl 2009 Ekim
Koşarak eve girmiştim annem mutfaktan çıkarak "Hoş geldin kızım, hayırdır niye koştun?" deyince "Köpek kovaladı ondan anneciğim; korkma, yok bir şey" dedim. Annem gülerek "Peki kızım" dedi. Ben hemen odama girip olanları düşünmeye başladım. Aslında bir şey olmamıştı. Alt tarafı göz göze gelmiştik işte... Ama ben ilk defa bu duyguyu yaşıyordum. İlk defa kalbimin gümbürtüsünü duyuyordum. İlk defa her yanım alev alev yanıyordu. Midem de kelebeklerin uçuştuğunu hissediyordum. Seviyordum onu hem de çok seviyordum. Gördüğüm ilk andan itibaren ama o benden habersizdi, bilmiyorum belki de değildi… Gözlerimiz buluştuğunda dünya durmuştu benim için zaten, ona ne kadar aşık olduğumu anlamıştım. Gece ya da gündüz artık fark etmiyordu benim için. Önemli olan onun beni sevmesiydi. Sever miydi acaba? Öyle olmasını umuyordum; çünkü onu çok seviyordum.Aşağı yemeğe indikten sonra hemen yukarı çıktım. Yarın için kendimi hazırlamalıydım, ona güzel görünmeliydim. Saçlarımı akşamdan özenle kıvırcık yapıp, sabah erken saatte tekrar düzeltmek için alarmı erken kurup yattım. Sabah alarm 6.30 da çaldığında hemen banyoya koştum. Dişlerimi fırçaladım, yüzümü yıkadım ve saçlarımı tekrar yaptım. Yasak olmasına rağmen dudaklarıma parlatıcı, kirpiklerime de rimel sürdüm. Ona güzel görünmek istiyordum beni fark etmesini istiyordum. Okula gitmek için yola çıktım az kalsın yakın arkadaşım Suna’yı unutuyordum. Suna’yı almak için yolumu değiştirdim hemen. Onların evine yaklaşırken onları gördüm. Gözlerimin bana oyun oynadığını sandım ya da ben hayal ediyordum. Yo hayır gerçekti. Suna bana bunu yapmış olamazdı. Ama sonra geçen günü hatırladım. İkisi yan yana değil miydi? Yağız ve Suna el ele bana doğru geliyorlardı. Olamazdı ama geliyorlardı işte. Nasıl olmuştu bilmiyordum. Dün başka kız, şimdi de Suna hiçbir şey anlamamıştım… Tam yanımda durdu ve “Merhaba ben Yağız” dedi. Gözlerimin dolduğunu göstermeden, sesim çıkmadan elini sıktım. Suna’ya baktım. Mahcuptu umurumda değildi. O hayallerimi çalmıştı, aşkımı çalmıştı, her şey eskisi gibi olabilir miydi? Gözleri affet diye bakıyordu. Gerçekten affedebilir miydim?
keyifli okumalar
wink.png
10253813_738151052902841_5478028957391324164_n.jpg
 

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın yada üye olun!

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın veya kayıt olun!

Kayıt ol

Forumda bir hesap oluşturmak tamamen ücretsizdir.

Şimdi kayıt ol
Giriş yap

Eğer bir hesabınız var ise lütfen giriş yapın

Giriş yap

Tema düzenleyici

Tema özelletirmeleri

Grafik arka planlar

Granit arka planlar